Müterafik kusur TBK m. 52’de (1) “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.”
ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 08.04.2015 tarihli ve 2013/1592 E., 2015/1176 sayılı kararında” Zarar görenin kendi kusuru; akıllıca iş gören, mantıklı bir kişinin, kendi yararı gereği zarara uğramamak adına kaçınacağı veya kaçınması gerektiği halde gerçekleştirdiği özensiz, dikkatsiz veya iradi bir eylemi olarak nitelendirilmelidir. Zarar görenin kusuruna, birlikte kusur veya müterafik kusur da denilmektedir.” Şeklinde tanımlanmıştır.
Yani müterafik kusur, zarara uğrayanın zararın doğumunda veya artmasında etkisinin bulunduğu hallerde söz konusu olmaktadır. Bir başka anlatımla müterafik kusur, zarar görenin kusurlu veya özensiz davranışıyla zarara katılımı demektir. Bu durumda doğan zarar nedeniyle sorumlu olan tazminat yükümlüsü, zarara katkısı bulunan zarar gören ile birlikte kusurlu olacaktır.
Müterafik kusurun mevcut olduğu hallerde, Türk Borçlar Kanunu m. 52 uyarınca doğan zarar nedeniyle doğan tazminat miktarı indirilebilir veya tamamen ortadan kaldırılabilir. Bu doğrultuda müterafik kusur, kasıtlı olabileceği gibi ihmalden de kaynaklanabilir. Zarar görenin davranışının kasıt ile mi yoksa ihmal sonucu mu gerçekleştiği hususu tazminatın belirlenmesinde önem kazanacaktır.
TBK madde 52/1 kapsamında, zarar görenin müterafik kusurundan bahsedebilmek için;
- Öncelikle zarar veren tarafından gerçekleştirilmiş bir haksız fiilin varlığı,
- Bu kapsamda bir zarar meydana gelmesi,
- Zarar görenin kusurlu ve/veya özensiz davranışının mevcut olması,
- Zarar ile kusurlu davranış arasında nedensellik bağı bulunması gerekmektedir.
Nitekim;