Hatır taşımacılığı, maddi ve manevi karşılık olmaksızın, işletenin ve teşebbüs sahibinin, bir kişi veya kişileri bir yerden bir yere motorlu araçla götürmesidir.
KTK gereğince, hatır taşımacılığı kapsamında genel hükümlere tabii kılınan sorumluluk, bedensel zarar ve ölüm sonucunda ortaya çıkan zararlarla sınırlıdır. Hatır taşımacılığının karşılıksız olması dikkate alınarak oluşan zararlardan hakkaniyet indirimi yapılabileceği düşüncesi, uzun yıllardır hâkim olan bir anlayıştır.
Günümüzde sorumluluğun sigortalanması ön plâna çıkmıştır. KTK gereğince, zorunlu trafik sigortasının yapılması zorunludur. Zorunlu trafik sigortası, tam 3. kişi yararına bir sözleşmedir. İşleten ve teşebbüs sahibi, her ne kadar hatır taşımacılığında taşımayı karşılıksız yapmakta iseler de, oluşan zararların zorunlu trafik sigortası kapsamında olduğunu bilmektedirler. Bu nedenle de hatır taşımacılığı kapsamında oluşan zararlardan hakkaniyet indirimi yapılmaması gerekmektedir.
KTK’da hatır taşımacılığından bahsedilirken, “yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise” ifadesi kullanılmış; ama taşımanın motorlu araç ile yapılması gerektiğinden bahsedilmemiştir. Maddede, “motorlu aracın” yaralanan ve ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmesi düzenlenmiştir. Yasa metninin bütününden, hatır taşımacılığının motorlu araçla yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğu genel hükümlere tabi olduğundan, hatır taşımacılığının motorlu araç dışında gerçekleşmesi halinde de, TBK genel hükümler uygulama alanı bulacaktır (KTK md 103).
Taşımanın veya kullandırmanın karşılıksız olmasından anlaşılması gerekense, maddi veya manevi bir karşılığın olmamasıdır. Örneğin arkadaşlarını gezdirmek için arabasına alan sürücünün, hatır için arkadaşlarını taşıdığı açıktır.
İşleten ve teşebbüs sahibinin, hatır taşımasından sorumluluğu ise, KTK md 87/f.1 gereğince sınırlıdır. Şöyle ki, taşınanın uğramış olduğu bedensel zararlar ile ölüm halinde uğranılan zararlar, bu kapsama girer. Bedensel zarar ve ölüm halinde uğranılan zararların dışında kalan zararlar, bu kapsamda değerlendirilmez.
Bu durum Yargıtay kararlarında;