TRAFİK KAZALARINDA ŞİKAYETÇİ OLMAK ÖNEMLİ MİDİR?
Trafik kazalarında cezai sorumluk ve tazminat sorumluluğu olmak üzere iki tür sorumluluk vardır. Cezai sorumluluk trafik kazasından kaynaklı olarak işlenen fiilin suç oluşturmasına bağlı olarak Türk Ceza Kanunu kapsamında cezalandırılmasını ifade eder. Tazminat sorumluluğu ise kazadan kaynaklı olarak meydana gelen tüm bedeni, maddi ve manevi zararlardan kaynaklı sorumluluktur.
Ceza yönünden sorumluluğun belirlenmesi için ceza davası açılmaktadır. Trafik kazalarında aksi bir durum olmadıkça, kusurlu olan araç sürücüsü taksirle bir kişinin yaralanmasına sebep olma veya taksirle bir kişinin ölümüne sebep olma suçundan yargılanmaktadır. Bu suç TCK 85. Madde”(1) Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” Şeklinde düzenlenmiştir.
Bu suç aynı zamanda şikayete bağlı suçlar arasın da düzenlenmiş olup, şikayetçi olmanın önemi ise bu noktada ortaya çıkmakta savcılık veya karakolda ifade alınırken şikayetçi olunmaması halinde suç şikayete bağlı olduğu için kavuşturma yapılamamakta yani savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilerek kusurlu olan sürücü ceza almaksızın dosya kapatılacaktır. İfade alınırken şikayetçi olunmadı ise ve sonradan şikayetçi olmak istense dahi kişinin ilk beyanı göz önüne alınacak yani sonradan şikayetçi olunması sonucu değiştirmeyecektir. Ancak ilk ifadede şikayetçi olup sonradan şikayetin geri çekilmesi halinde yine savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecek ceza dosyası açılmaksızın dosya kapatılacaktır.