Geçirilen bir kaza sonrasında bir kimsenin yüzünde veya bedeninin herhangi bir yerinde kalıcı izler meydana gelmişse, yüz şekli değişmiş veya beden yapısı bozulmuşsa bu kişinin uğradığı zarar “estetik zarar” olarak nitelendirilmektedir.
Bazı mesleklerde güzelliğin, yüz ve beden görünümünün önemi oldukça büyüktür. Özellikle mankenlik, sinema ve tiyatro oyunculuğu, televizyon sunuculuğu, şarkıcılık gibi mesleklerde bu durum daha fazla önem taşımaktadır. Ancak günümüzde tüm iş alanlarında alımlı ve bakımlı insanlar bir adım öndedir. Zira dış görünüşü iyi olan insanlar, daha kolay iş bulabilmekte, daha iyi kazanç olanakları elde edebilmektedir. Dolayısıyla yukarıda sayılan mesleklerin yanı sıra banka memurları, mağaza satış görevlileri, pazarlamacılar, müşteri temsilcileri, halkla ilişkiler görevlileri, özel sekreterler, hostesler gibi mesleklerde de dış görünüş oldukça önemlidir.
Bu kapsamda daha önceki yıllarda meydana gelen estetik zararlar için açılan tazminat davalarında maddi zarar yalnızca tedavi ve ameliyat masrafı olarak ele alınmaktaydı. Ancak günümüzde yüzdeki veya bedendeki kalıcı izler için Sağlık Kurulur raporları ile meslekte kazanma gücü kayıp oranı belirlenerek kazanç kaybı hesaplanabileceği yönünde kararlar verilmektedir.
Nitekim bu husus Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 27.03.1979 tarihli, 13013-4136 sayılı kararında, “Terzilik mesleği ile uğraşan davacının yüz ve alnındaki kalıcı izlerin onu çirkinleştirmiş olmasının ekonomik geleceğini sarstığı, ilerde kazançlarının azalmasına neden olacağı savıyla açılan davaya ilişkin Özel Daire kararında, davacının çalışma gücü azalmamış ve aynı mesleği sürdürmüş bulunmakla birlikte, bu izlerin mesleğinde ilerlemesine engel olacağı ve ekonomik geleceğini sarsacağı, yüzü çirkinleşen bir kimsenin sağlıklı kişilerle rekabet etmesinin güç olacağı, bu nedenlerle maddi tazminat isteme hakkı bulunduğu” kabul edilmiş; “Bazı durumlarda bedensel bütünlüğün bozulması, çalışma gücünü hiçbir şekilde etkilememiş olmasına karşın, kişinin ekonomik ve mesleki alanda geleceğini, gelişme ve ilerlemesini tehlikeye sokmuş ise bu yüzden doğan maddi zararın ödetilmesi dava edilebilir. Hatta işlenen haksız eylem sonucu mağdur çirkinleşmese bile, eskiden tanınmış olan yüz şeklinin değişmesi yüzünden ekonomik geleceği sarsılabilir ve bu nedenle de tazminat isteyebilir.” denilmiştir.