Son zamanlarda trafik kazası gerçekleştikten hemen sonra özellikle sürücülerin olay
yerini terk etmesi durumu ile oldukça sık karşılaşmaktayız.
Peki kaza sonrası olay yerini terk eden sürücünün verdiği zararları sigorta şirketi
tarafından karşılanır mı?
Kara Araçları Kasko Sigorta Sigortası Genel Şartların A.5 maddesinde teminat dışında
kalan haller düzenlenmiştir. 5.10. maddede ise “Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık
kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve
5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza
yerinden ayrılması.” teminat dışı haller arasında sayılmıştır.
Dolayısıyla, sigorta sözleşmesi taraflar arasındaki güven ilişkisine dayandığından
tarafların hak ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyi niyetle hareket etmesi gerekmekte olup,
olay yerini terk etme durumu söz konusu ise sigortalının olay yerini iyi niyetli olarak terk edip
etmediği incelenmelidir.
Bu kapsamda, olay yerini terk sebebiyle rizikonun teminat dışında kaldığı hususu,
sigortacı tarafından ispatlanmalıdır.
Nitekim bu husus, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30.11.2020 tarihli, 2019/5208 E.-
2020/7786 K. sayılı kararında “Davaya konu olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102
sayılı TTK ‘nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra
oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak
rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması
gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde
gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde
sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde
olmakla birlikte sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın A.5. maddesi ve TTK 1446/2. maddesi
uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya
iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan
riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde
kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.” şeklinde ifade edilmiştir.
Bu durumda sigorta şirketi, eğer olay yerinin sigortalı tarafından terk edildiğini ispat
ederse bu durumda şirket uğramış olduğu zararı sigortalısından talep edebilmekte başka bir
deyişle sigortalıya rücu edebilmektedir.
Bu kapsamda, olay yerini terk tek başına rücu sebebi sayılır mı?
Bilindiği üzere, belirli şartların gerçekleşmesi durumu söz konusu olduğunda sigortacı,
kazanın kusurlu olan tarafına rücu ederek ödediği tazminatı kusurlu sürücüden talep
edebilmektedir. Zorunlu haller olmadığı takdirde olay yerini terk etmek de rücu sebepleri
arasında yer almaktadır. Ancak sürücü olay yerinden ayrılmış, fakat daha sonra polise müracaat
ederek kazayı bildirmiş ise, kaza anında kaza yapan karşı taraftan korkup, can güvenliğinden
endişe ederek olay yerinden uzaklaşmış ise veya kazanın meydana geldiği yerde durmak
başkaca kazalara yol açacağı için olay yerinden daha uygun bir yere aracını götürmüş ise
sigortalının olay yerini terk ettiğinden bahsedilemeyecektir. Yaralanmalı trafik kazalarında ise
sürücünün veya yolcunun yaralanmış olması sebebiyle hastane veya herhangi bir sağlık
kuruluşuna başvurmak için olay yerini terk etmesi halinde de bu durum, olay yerini terk
kapsamında değerlendirilemeyecektir.
Nitekim bu husus,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 21.02.2019 tarihli, 2016/5264 E.-
2019/1876 K. sayılı kararında, “Somut olayda rücu hakkının dayanağı olarak zararı oluşturan
olay tamamen sigortalının kusuru nedeniyle oluşmuştur. Davacı …, sigortalının olay yerini terk
etmesi nedeniyle, sigortalının yükümlülüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüş ise de, dosya içeriğine göre
davalının olay sonrasında kolluk güçlerine ifade verdiği ve kaza tutanağına uyan beyanı ile de
kusurun tamamının kendisinde olduğunu belirtmiştir. Salt olay yerinde bulunmamak sigortacının
kendi sigortalısına rücu hakkını vermez.” şeklinde ifade edilmiştir.
Görüleceği üzere olay yerinde bulunmamanın sebepleri incelenmeli, salt olay yerinde
bulunmama durumu, sigortacının rücu hakkına sahip olduğu şeklinde değerlendirilmemelidir.